Anime dünyasında son zamanlarda dikkat çeken yapımlardan biri olan “Pluto,” Naoki Urasawa’nın aynı adlı mangasına dayanıyor ve Osamu Tezuka’nın “Astro Boy” eserinden özel olarak “Dünya Üzerindeki En Büyük Robot” hikayesine odaklanıyor. Bu dikkat çekici yapım, gerilim dolu bir cinayet gizemiyle izleyicilere karmaşık bir hikaye sunuyor, ve bu durum, benzer bir türdeki başka bir başyapıt olan “Monster”ı hatırlatabilir.
Netflix’te 56-71 dakika arasında değişen 8 bölümle yayınlanan “Pluto,” geleneksel 24 bölüm formatından farklı olarak alternatif bir yapısı benimsemektedir. Hikaye, Europol robot dedektifi Gesicht’in dünya genelinde meydana gelen robot ve insan ölümlerini çözmeye çalışmasına odaklanıyor. Kurbanların hepsi, başlarına yerleştirilen boynuzları taklit eden nesnelerle öldürülmüşlerdir. Hikaye ilerledikçe, katilin dünyanın yedi büyük robotunu hedef aldığı ortaya çıkar. Gesicht, bu robotlardan biridir, diğeri ise yine Tezuka’nın eserinden tanıdığımız Atom’dur. Robotların cinayetlere karıştığına dair kanıtlar ortaya çıkınca, olay daha da karmaşık bir hal alır.
Uluslararası Robot Yasaları, İran’ın robotları kitle imha amacıyla kullanma olasılığını araştıran Bora Soruşturma Komisyonu ve bu süreçte ortaya çıkan Abula, Bona ve Pluto gibi unsurlar, hikayenin önemli kavramları arasında yer alır.
BU DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Heavenly Delusion İncelemesi
Dizinin en çekici yanlarından biri, suç gerilimi ile sosyo-politik, felsefi ve tarihsel unsurları başarıyla birleştirmesidir. Yapay zeka, insan olmanın tanımı, toplumun yapay olarak yaratılmasının sosyal ve politik etkileri gibi konular, hikayenin merkezindeki anlatı eksenlerinden sadece birkaçıdır. Aile, suç ve ceza, intikam ve acı gibi temalar da hikayenin önemli bir parçasını oluştururken, İran ile ABD hükümeti arasındaki paralellikler ve nükleer silah iddiaları gibi detaylar da dikkat çekicidir.
Karakterlerin derinliği de gözden kaçmıyor. Gesicht, her zaman bir çocuk isteyen bir robot, Atom ve Epsilon gibi karakterler, hikayenin gelişiminde belirgin roller üstlenir. Profesör Tenma ve Profesör Abullah gibi karakterler de izleyiciyi cezbetmeyi başaran ilginç karakterler arasında yer alır. Karakter tasarımındaki başarı, her karakterin benzersizliğini vurgularken, savaş robotlarının detaylı ve etkileyici tasarımları da göze çarpıyor.
Hikayenin en çekici öğelerinden biri de, olayların gizemini son ana kadar korumasıdır. Ancak bazı karakterlerin eklenmesi gereksiz gibi görünüyor ve ana hikaye biraz sürükleniyor, bu da küçük bir sorun olarak değerlendirilebilir.
Animasyon ve görsel unsurlar, genel olarak mükemmel bir seviyede. Canlı renk paleti, hikayenin ciddiyetiyle etkileyici bir tezat oluştururken, noir tarzındaki sahneler ise çeşitliliği artırıyor. Arka plan detayları özenle işlenmiş, özellikle kentsel ayarlar büyük bir özenle sunulmuştur. Studio M2’nin animasyon çalışması ise normal sahnelerden aksiyon sahnelerine kadar etkileyici bir performans sergiliyor.
“Pluto,” anlatısal karmaşıklığı ile dikkat çeken, olgun bir izleyici kitlesine hitap eden başarılı bir anime. Yılın en iyi yapımları arasında haklı bir yere sahip.